11 Aralık 2007 Salı

Arşivcinin Seyir Defteri


Hangi zımbırtıda olursa olsun arşiv yapmak ya da koleksiyona yeltenmek manyaklığa varan, tüketimin uç noktalara ulaşabildiği, kendinizi kaybettiğiniz anormal bir bilinçsizlik hali desek en kibar haliyle yanlış olmaz.

Hele ki teknolojik bir hedeyse bu ki konumuz dvd, teknolojik her mevzuda olduğu gibi bunun da zamanla eskiyip değerini yitireceği zamanla belki de kullanılmaz hala geleceğini bile bile tüm parayı indirim raflarından, eskicilerden, internetten, amazondan, sağdan soldan hiç bitmeyen eksik-gedik parçaları toplayarak ömür tüketmek manyaklıktan başka değildir açıkçası. Bunun farkında olup da önüne geçememk apayrı bir mevzu tabi.

Küçükken Vhs mi beta mı sorusuna her ortamda vhs hakimken bizde dayımların getirdiği alet sayesinde muhalif kanat olarak beta cevabını veriyorduk. Bilumum Kemal Sunal filmklerini hatim ederken araya yeni yeni tanıdığımız tür olan Carpenter ve Wes Anderson ustaların korku filmleri girdi, teknolojinin sapıtmasıyla video dükkanları ve bizim videolar, kasetler yol alırken insanlar haddinden fazla şişirilmiş kaliteden yoksun tam bir balon olan Vcd ile tanıştı ki esas devrim Dvd ile gerçekleşecekti.

Diğer teknolojiler arasındaki fark hiç bu kadar büyük olmamıştı açıkçası, Dvd olayı sildi süpürdü her teknolojideki gibi yeni yeni piyasaya sürülmesiyle uçuk player ve film fiyatlarıyla ancak ah çekmemize yarayan dvd zamanla fiyatları düşürdü makul vaziyete gelene kadar özellikle ülkemizde epey bir zaman geçti.

Son 1-2 yıldır ise bazı firmaların kapanışı, piyasaya yeni giren güzellik ve rekabet katan firmaların da sayesinde büyük ucuzluklar yaşandı ki son dönemde 2-3 ytl gibi fiyata bile dvd satıldı ki vcd’sinden daha ucuz fiyata satıldı bu ürünler.

Amma velakin ülkemizde halen anlayamadığım vcd kalitesizliğini aşamadık gitti. Halen vcd ülkemizde talep görüp fiyat-kalite orantısızlığın kralını sinema severlere yaşatıyor. Tabi ülkedeki alım gücü de malum ama vcd yok olmadan bize gün yüzü yok arkadaş. Firmalar hala büyük çapta vcd satabiliyor hem de 8-9 ytl gibi manyak fiyatlara ki dvd ile neredeyse yakın fiyatlar atık bunlar.

Yurtdışında vaziyet nasıl denecek olursa, dvd konusunda ihtisas yapmış adamlar, hertürlü filmin yönetmenin koleksiyoner, deluxe versiyonu yönetmen kurguları, muhteşem box setler, criterion serileri, figürlü versiyonlar gibi akıl almaz versiyonlarla dvd koleksiyoncularını büyülerken, değişen teknoloji blue-ray ve hd-dvd’yi ön plana çıkarmaya başladı ki blueray satışları epey bir yol katetti, bizde de blueray’ler piyasaya sürülmeye başlandı tabiî ki uçuk player fiyatları ve filmler çok can yakıyo şimdilik. Ama dvd koleksiyoncuları korkmasın şimdilik, vcd-dvd değişimi gibi köklü değişiklik bizde kolay gerçekleşecek gibi değil bir kere dvd öyle hemen knara atılacak bir şey değil vcd gibi, ikincisi biz hala vcd’den vazgeçememişken blueray gibi el yakan bir teknolojiye geçişimiz yılları alacaktır muhakkak.

Dvd firmalarını, piyasanın nabzını, çıkan çıkacak filmleri de diğer başlığa bırakalım…

Hiç yorum yok: