7 Nisan 2011 Perşembe

Yarım Porsiyon Aydınlık


Yine-yeniden seyircisiz maç cezası alan ki -turist bakana edilen tezahurat bunun nedeni kuvvetle muhtemel- takımın ardından beleştepede tezahurat eden yığınlar, görmek istediğimiz hareketler...

5 Nisan 2011 Salı

Route Irish ve Ana


Ankara Uluslararası Film Festivali geldi geçti, aslında gidilesi epeyce film vardı listeler yapıldı seanslar kontrol edildi lakin ancak iki tanesine gidebildim. Hele ki gündüz seansları 2,5 tl öğlenleri 5tl gibi şahane fiyatlar sunulması ucubik günümüz sinema ücretleri yüzünden oh dedirttti.

Geçtiğimiz yıla damga vuran yerli yapımlar, bağımsızlar, alternatif filmler, Kore filmleri, kısa filmler bir dünya seçenek vardı.
İlk gittiğim film Yaratık-The Host ile gönüllerde taht kuran Bong Joon-ho'nun Madeo/Ana adlı filmi oldu. Açılış sahnesiyle bile farklı birşeyler görüleceğinin sinyallerini verdi, deldi geçti adeta...
Oğlunun cinayet zanlısı olduğu bir mevzuya bir anneyi başrole koyarak harika bir film izlettirdi gerçekten. Uzakdoğunun kendine has mizahının karakterlerinin yanında sağlam da bir dram barındıran iyi ki gitmişim dedirten bir yapım oldu.



İkincisi ve en merak ettiğim filmlerden olan Ken Loach ustanın Route Irish'i idi. Irak savaşının kendi içindeki pislik yüzü, dönen milyar dolarlık rant, sinek avlar gibi insanlara zulmeden dev! şirketler, çok konuşulan taşeron güvenlik firmaları konusuna dikiz yapıyor Ken baba. Savaşta en tehlikeli bölge olan ve Bağdat Havaalanı’nı ABD ve İngiliz ana üslerinin bulunduğu Yeşil Bölge’ye bağlayan “Route Irish”filme adını veren ve dananın kuyruğunun koptuğu mekan ve ustanın adeta aksiyon filmi gibi hareketleri sahneler izlettirdiği, gerçeklerle izleyenleri tokat manyağı yaptığı harika film olarak belleğime kazındı.


Göze ziyafet çeken mükemmel görüntü kalitesi, kan kardeşi konumundaki iki arkadaştan birinin Evertonlu diğerinin Liverpoollu olması, çok kısa süreli pub sahneleri de filmin tuzu biberi...