22 Aralık 2007 Cumartesi

Amores Perros - Control Machete feat. Ely Guerra

neden gözlüklerini kullanmıyorsun?
-eger tanrı benim bulanık görmemi istiyorsa bende bulanık görürüm...

Üç ayrı öykünün muhteşem atlamalı kurguyla anlatıldığı ve üç hikayedeki karakterlerin ve iki köpeğin bir olay sonucu yollarının kesişmesiyle seyir zevkini doruklara çıkaran film Amores Perros.
Sinemanın en sağlam ekürilerinden olan yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu ile senarist
Guillermo Arriaga'nın en başarılı işlerinden belki de en başarılısı...

Özellikle Arriaga'nın yazdığı senaryolarda boşu yok desek yeridir; Amores Perros, 21 Gram, Powder Keg, Babel, The Three Burials of Melquiades estrada filmlerinin hepsinin altında guillermo Arriaga imzası görmek mümkün. Hepsi vurucu, özgün, harika filmlere dönüşmüş can yakan hikayeler.
Yönetmen Inarritu'nun yükselen grafiğinde Arriaga'nın kaleminin etkisi büyük kesinlikle.

Meksikalı yönetmen Inarritu'nun da birçok yönetmen gibi enteresan bir hikayesi var; 16 yaşında okuldan atıldıktan sonra radyolarda dj olarak çalışan ve Meksika'da en başarılı dj olarak ün yapan yönetmen bir süre sonra televizyonlar için reklam yönetmeye başlar ve sinema yolu da tv için yaptığı işlerin sonunda açılır.
İlk uzun metrajı olan ve onlarca ödül getiren filminde karakterlere ağırlık veren, sonraki filmlerine referans olacak kendine has bir stil yaratmış, dram, şiddet, insani refleksler ve rastlantılar üzerine kurulu her daim tadılası Inarritu-Arriaga ürünü...

"Tanrı'yı güldürmek İstiyorsan Ona Planlarından Bahset"

Filmin vurucu replikleri kadar, kurgusu, senaryosu, Gael Garcia Bernal olmak üzere başarılı oyunculuklar, şahane bir soundtrack de cabası.

control machete

Soundtrack konusunda baktığımızda Control Machete ismi ağır basıyo şarkılarda.
Control Machete bu film dahil birçok projede imzası bulunan Meksikalı hip hop grubu. İspanyolca sözler bu müziğe gayet güzel gidiyormuş da haberimiz yok. Tabi sözkonusu soundtrackteki en güzel parçalardan biri olan "Der Perros Amores" başarısında Control Machete kadar onlara vokalde eşlik eden Ely Guerra'nın eşsiz sesi de büyük etken.
Laf kalabalığını bırakıp videoya geçelim, dinleyelim bir güzel;

Control Machete feat. Ely Guerra




20 Aralık 2007 Perşembe

baba, büyüksün!..


Ekim ayındaki rahatsızlığı, bırakacağına dair sözüne rağmen sigara, alkol ve düzensiz beslenme gibi nedenlerle tetiklenen hastalığı ve ardından malesef Savaş Dinçel aramızdan ayrıldı.
Babacan tavırlı, oynadığı karakterler ve mimikleriyle yeni dönemin Hulusi Kentmen'i gibiydi rahmetli.
Geçmişi de dolu dolu ve bir o kadar da engebeliymiş. Devlet tiyatrolarında çalışırken 1980 askeri darbesiyle tiyatrodan uzaklaştırılmış, karikatüristlik de yapıyormuş ayrıca. Nedense bu güzel insanların farklı özelliklerini öldükten sonra okuyoruz güzide basınımızda. "Çizgilerle Nazım Hikmet" adlı çizgiromanlarıyla sergi de açmış geçmiş dönemde.
Şehir tiyatrolarında oyunculuk, yönetmenlik, amatör çizim, afiş, karikatür gibi alanlarda çalışan Savaş Baba Hababam Sınıfı'nın son seri filmlerinden birinde rol almış, ayrıca Ağır Roman, Cumhuriyet, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar ve dizi dünyasında Bizimkiler'in yanında semt kültürünün tüm güzelliklerini bize sunmuş olan Ekmek Teknesi ile gönlümüzdeki yerini almıştı.
Hep babacan, hep mahallenin en şık abilerindendi, ruhu şad olsun...

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'ın Hacı Hoca'sını kaybettik, Erkan Can ile birlikte çatır çatır oynadıkları filmin ve sinemamızın en güzel sahnelerinden biri şüphesiz, alkol alma ihtiyacı doğuran, bitirdiniz bizi abi dedirten o sahne..güle güle Savaş Dinçel, Baba Büyüksün!..


torba suat:
niye böyle oldu be abi? ben çok sevmiştim be abi. o kadar mektup gönderdim insan bir cevap yazar. benim günahım ne be abi?

hacı hoca: bak koçum belli olmuyor ama benim bir tek kulağımın arkası kaldı. artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim. sevgililer...bizim olanlar ya da olmayanlar... hepsi iz bırakır. bu izler simdi seninki gibi çok derinini çiziyor. hepsi kalır ama inan yeni izler de olacak. yaslıları düşün... sanki her seyi bilirlermis gibidirler. ama öyle değil. ne kadar acı çekersen çek sunu hiç unutma; çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer... ressam olur insanlar baskalarının kalbini kazıya kazıya, ya da resim olurlar senin gibi; kazına kazına.

iyi bayramlar olsun...

19 Aralık 2007 Çarşamba

İtalyan Futbolundan Kareler

Tim Reder'in objektifinden bu kez İtalya Futbolu...


Torino'nun 1948'e kadarki evi olan Calcio Stadio Filadelfia


motorize roma fans


Parma fan


italia won the World Cup

Boys-San/inter

CurvaNord

Hellas Verona fans

bu gözler gol ister

Atalanta curva

Chievo fan


Bologna

Sampdoria

18 Aralık 2007 Salı

Cartoon






Joe Strummer ve The Clash


"Sigara olmasaydı, 20.yüzyılda hayranlık duyduğumuz sanat eserlerinin hiçbiri olmazdı. Bence sigara içmeyenlerin, sigara içenler tarafından üretilmiş eserleri satın alması yasaklanmalı".
Joe Strummer

Bu sözler 2002 yılında aramızdan ayrılıp başka boyuta geçmiş olan, babasının bir diplomat olması nedeniyle Ankara'da doğmuş hemşerimiz, The Clash grubunun solisti, hayat veren, pek çokları için grubun ikon haline gelmesini sağlayan Joe Strummer'e ait.
6 albüm yapıp dağılan The Clash punk-rock tarzında albümlerle birçok gruba ilham kaynağı olurken birçok türden beslenmiş, çoğu grup gibi yuvarlak cevaplar vermemiş Strummer başta olmak üzere duruşu olan, şarkılarında ve hareketlerinde bunu yansıtmış olan gruptur.
Bir anda çıkıp ortalığı dağıtıp kısa sürede muhteşem albümler yapıp-başta London Calling olmak üzere- ardından dağılması grubun iyiden iyiye efsaneleşmesini sağladı adeta.

Joe Strummer'ın 50 yaşında kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirmesinin ardından bir de belgesel çalışması yapıldı. Bono, Steve Buscemi, Johnny Depp, Jim Jarmusch gibi yol arkadaşlarının yorumlarıyla ilerleyen biyografik filmlerin en yeni örneklerinden. Yol arkadaşı hususunda eklemek gerek; Joe Strummer Jim jArmusch ustanın Mystery Train adlı filminde rol almıştır, filmde Steve Buscemi de vardır, pek de güzeldir ayrıca...
Strummer gruptan ayrıldıktan sonra farklı bir grupla çalışmalara başlasa da genç yaşta ölen müzik efsaneleri arasına girmiştir ne yazıkki.
Irkçılığa, toplumsal meselelere politik duruşuyla ve harika şarkılarıyla en güzel katkıyı yapmış, Sex Pistols ile birlikte apayrı bir yer ednmiş olan grup The Clash...
Grubun şarkıları çok bilinmese de popülerlik açısından belki de tek parça vardır filmlerde, jeneriklerde, sağda solda sürekli çalınan "Should I stay or shouldI go", güne başlamak için ideldir, hertürlü gider;

The Clash - Should I stay or Should I go


London Calling

17 Aralık 2007 Pazartesi

Bir Sana Bir de Bana

BaBaZuLa'dan -Duble Oryantal albümünden- yine tekrar tekrar dinlenesi huzur dolu bir parça,
vokalde yine muhteşem sesi ve yorumuyla Brenna Mac Crimmon mest etmeye devam ediyor;

bir sana bir de bana

çiçeklerin kokusu

dalgaların şarkısı
rüzgarın fısıltısı
bir sana bir de bana...