5 Ocak 2010 Salı

Soul Kitchen Ulan!..

 

En nihayetinde geç de olsa Fatih Akın'ın filmi salonlara geldi, ortalık şenlendi... Ulan bir bar açsam diye hayal kuran binlercesini yine fişeklemiş, afrodizyaklı tatlılarla mideleri kıymıştır bu film an itibariyle...
 Filmden dönmüş, falasıyla memnun kalmış bulunuyorum. Beklentileri karşılayan, heramanki gibi bu adam ne yapsa izlenir dedirten film olmuştur.
Derinlemesine tek tek bişeyler karalamaktansa kısa kısa bahsetmek farz diye düşünüyorum, en aından gitmeyi düşünenlere ayıp olmaması babında.

Bir kere ilk başta daha çok konuşulacak olan müziklerden bahsetmek lazım. Filmin ruhunu işleyen, hemen her Fatih Akın filmi gibi eserin bir parçası haline gelmiş, filme değer katan bir unusr yine müzikler hatta daha falası. Hakkaten muhteşem seçimler olmuş ki hem müzik danışmanı hem de Fatih Akın bildiğim kadarıyla bu seçimleri yapmış, ellerine sağlık diyelim. Tez vakit soundtrack albümü alınacaklar listesine eklene...

Yine bir iki yerde St.Pauli göndermeleri gözden kaçmadı tabi. Yaşadığı ve Adam ile beraber büyüdükleri Hamburg'un kenar mahallelerine kamerayı çevirmiş, orda geçen hikaye, hayatlar komedi ekseninde harmanlanmış. Şahsen bir an bile sıkılmadım ama arkamdaki teyzeler ilk yarı biraz sıkılsalar da filmin ikinci yarısı onları bile coşturdu. Darısı sizlerin başına:)



Oyuncular yine bildik tanıdık isimler olsa da hepsi işini falasıyla iyi yapmış, sırıtan bir performans yok keza abartılı oyunculuklar da yok. Adam Bousdoukos kendi hikayesini anlattığından olsa gerek şahaneydi, Moritz Bleibtreu yan karakterlerden olsa da kumar tutkunu arıza Yunan karakter olarak başarılı, bıçak ustası-püf noktacı şahane aşçı Shayn rolünde Birol Ünel mükemmel denebilir ki filmin en başarılı oyunculuğu bence ona aitti. Yine ikinci karakterim filmde Sokrates oldu. Saç-sakal karışmış, mekanın arka tarafında kira vermeden yaşayan, yiyip-içen, kapitalist pzevenbklere gününü gösteren kişi olan karakterin Demir Gökgöl olduğunu filmin bitişindeki şahane jeneriklerde görebildik anca. Diğer karakterler, yan unsurlar da gayet güel işlenmiş.
Kara mizah da var, aşk da, eğlence de var cenaze de...
Ayriyetten kemik kıran Kemal rolünde Uğur Yücel'in ufacık sahnesi de yakışmış ki aynısını birebir Fatih Akın yaşamış yanılmıyosam. Bu şekilde ordan burdan derlediklerini, yaşadıklarını, duyduklarını aslında zor olanı kolaya çevirerek enfes harmanlıyor önümüze sürüyor yönetmen, hastasıyız.
afiyet olsun der, hararetle öneririm...