22 Temmuz 2008 Salı

2009 Filmleri & Prince of Persia

Önümüzdeki yıl birçok büyük prodüksiyon, dev bütçeli filmlerin yanında epey sayıda devam filmi de izleyicileri bekliyor olacak.
Özellikle devam filmleri hususunda yıllardır iş yapan ve hikayeyi devam ettirebilecek bir film sözkonusu olduğunda artık seri halinde devam filmleri çekilmesi kaçınılmaz oldu gibi.
Artık adamı kusturan, bir çoğu zorlama senaryolarla, gişeye yönelik yapılan ve devam filmi olarak başarılı olan çok nadir örnekleri olmasıyla bizleri rahatsız etse de film yapımcılarının ve stüdyoların pazarlama stratejisi olarak büyük meblağları kazandıkları da bir gerçek.
Genelde çok büyük bütçeli, iyi pazarlanan filmleri izletip ardından diğer filmleri izletmeye sanki mecbur hissettiren bir olay bu devam filmi hadisesi. Bir de çok küçük bütçeli olan, beklenmeyen şekilde kalabalık kitlelere ulaşan filmler de yok değil, 35,000 $ ile çekilen, yalnızca Amerika'da vizyona girdiği hafta 30milyon $ hasılat yapan The Blair Witch gibi ya da yönetmenin büyük kumar oynayıp para almadığı, kar üzerinden pay isteyerek büyük mumar oynamasının ardından zeki ve orjinal kurgusuyla büyük iş yapan dar bütçeli The Saw/Testere filminde olduğu gibi...

2009 devam filmlerine baktığımızda Uzay Yolu, Transformers, Madagascar, Transporter, Hızlı ve Öfkeli(yeter ulan!) ve Buz Devri gibi biraz sönük kalan bir program göze çarpıyor. Hollywood'un şu birkaç senedir hikaye bulmakta zorlandığı, sürekli tekrar çevrimlerle ya da tozlu raflardan indirip servis yaptığı süper kahraman hikayeleriyle olduğu gibi önümüzdeki yıl yine birçok kez başvurduğu Uzakdoğu filmi tekrar çevrimi de mevcut Karanlık Sırlar filmiyle...

Yeni filmlerden ise aksiyon filmlerinin usta yönetmeni Michael Mann'in başrolde Christian Bale, Marion Cotillard ve Johnny Depp'i buluşturduğu, epeyce uzun ismiyle Public Enemies: America's Greatest Crime Wave and the Birth of the FBI dikkat çekiyor.



Bir diğer film oscar ödüllü efekt sanatçısı Hoyt Yeatman'ın ilk yönetmenlik denemesi olan, Nicolas Cage, Steve Buscemi gibi iki ismin belki de birlikte ilk kez göreceğimiz G-Force.

Yine epey zorlama olarak görülebilecek olan, Transformers'ın başarısının gazıyla yapıldığı anlaşılan 'G.I. Joe', Roger Corman'ın kült klasiğinin yeni çevrimi Death Race, Ridley Scott'un Robin Hood efsanesine yeni bir boyut getirdiği filmi Nottingham, Charles Dickens uyarlaması olan, Jim Carrey'i komedide tekrar izleyebileceğimiz A Christmas Carol, Cannes'de görücüye çıkan, Clint Eastwood, John Malkovich ve Angelina Jolie'yi biraraya getiren Changeling, Watchmen ve Duplicity diğer göze çarpan yapımlar.

İki film var ki diğer sönük yapımlara nazaran merak uyandırıyor, 80'lerde çocuk olanlar için her ikisi de unutulmazlar arasında olan eski günlere götürecek filmler.
İlki Şirinler, 1958 yılında Belçikalı çizer Pierre Culliford tarafından yaratılan, 1981'de gösterilmeye başlanan, orjinal ismi 'Schtroumpfs' olan, birçok kişilerce komünist ilan edilen, kolektif yaşamı, paylaşımı, sınıf ayrımı olmamasından ötürü ve Gargamel'i egemen güçlere benzeterek belki de simgeleştirilen Şirinler bakalım nasıl olcak.

Başlığa da konu olan bir diğer efsane Prince of Persia. Çocukluğumuzun köfteden bilgisayarlarında zevk alarak oynadığımız, vezirlere giriştiğimiz, prenseslere ulaşmaktan çok oyun hilelerini merak edip bölüm atladığımız güzel bir oyundu kendisi. Filmde başrolde Jake Gyllenhaal ve Sir Ben Kingsley'in olduğu yapımda yönetmen koltuğunda Harry Potter serisinde ünlenen Mike Newell'ın oturduğğu fimin senaryosunu da oyunun yaratıcısı Jordan Mechner yazmış ki orjinal ürün ile film arasında kopukluk olmayacaktır.
Bilgisayar oyunundan sinemaya aktarılan ve sayıları hızla artan filmlere nasıl bir yenilik getirecek göreceğiz.

Hiç yorum yok: