2 Ağustos 2008 Cumartesi

Heath Ledger > Yeni Nesil Joker


Yaz aylarında klimalı ortamı ve rahatlığıyla gidilmesi daha mantıklı olan sinema salonları, alışılmış şekilde tatil dönemi yaşarken, 2.sınıf filmlerle salonlar doldurulurken The Dark Knight insanlara ilaç gibi geli.Açıkçası izledikten günler sonra bile Heath Ledger'in performansı akıldan çıkmak bilmiyo.İyi ve kötü kavramlarının birbirine karıştığı, kaos ve anarşiden beslenen, kötülüğü bir amaç uğruna değil gerçekten istediği için yapan en orjinal kötü adamlardan birine sahip artık beyaz perde.

İster istemez Jack Nicholson'un başarıyla ortaya koyduğu diğer Joker performansı karşılaştırrılırken ustaya saygı eksik olmuyor olmasına da Heath Ledger'inki kıyas kabul etmiyor.

28 yaşında hayata veda eden, sürekli ivme kazanıp yükselen bir kariyerin bu şekilde sonlanması yürekleri dağlıyor. Ağzını şapırdatark konuşması,terden sırılsıklam olup önüne düşen saçları, yüzündeki yaralarla ilgili her defasında uydurduğu efsaneler, suratındaki o pis gülümseme ile oscar heykelciğine de göz kırptı öbür taraftan...

FHM'nin son filmi ve Joker hakkında muhtemelen Heath Ledger ile yapılan son röportajlardan biri hemen aşağıda;


Her şeyi söyleyecek kadar açık sözlü müsünüz?
- (güler) İyi bi zamanda yakaladınız beni.

Herkes sizin bu rolü alırken korkusuz olduğunuzu söylüyor, gerçekten öyle miydiniz?
- Kesinlikle korktum. Beni korkutan, sanırım, aynı zamanda da heyecanlandırdı; bu yüzden de korkusuz olup olmadığımı bilmiyorum. Fakat kesinlikle cesur bir görüntü ortaya koymam ve bir şeyler planladığıma, değişik bir şeyler planladığıma inanmam gerekti.

Jack Nicholson’ın herhangi bir filmini izlediniz mi?
- Tabii ki. (güler) Aslında rolü almadan önce defalarca izledim, büyük bir hayranıydım ve Chris’in ilk filmini gördükten sonra anladım ki bir Chris Nolan filmi ile bir Tim Burton filmi arasında çok büyük farklar vardı. Aralarında gerçek ve taze bir betimleme açısından yeterince büyük fark vardı ve Jack’in yaptığı işlerden bir şekilde uzaklaştım.
Nasıl yani?
- Bilmiyorum, söyleyebilecek özgürlükte değilim.

Karakterinizi nasıl şekillendirdiniz? Karikatür kitaplarıyla mı filmlerle mi yoksa dizilerle mi başladınız?
- Hepsinden biraz. Londra'da otel odamda oturup, kendimi bir aylığına kilitleyerek küçük bir günlük oluşturup ses kaydı da yaparsam sorunuzu cevaplandırabilirim. (güler) Onu (karakterini) bildiğiniz gibi, bir ruh hastasının bakışıyla, empatisiz ya da ne yaptığı hakkında az bir bilinçle gerçekleştirdim ve eğlenceli olanı da neyi nasıl söyleyeceği ve yapacağı konusunda sınırlarımın olmamasıydı. Bu yüzden de evet, karakterinizin yerine geçmeniz her zaman kişisel bir çalışma mıdır bilmiyorum ama anlatmak gerekirse; karikatür kitapları ve senaryoyu okumak, gözlerimi kapatmak ve bunların üzerinde meditasyon yapmaktı benim yöntemim.

Joker'in arkasındaki adamı görecek miyiz?
-Bilmiyorum, (güler) gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum, yanlış bir şey söylersem suikaste uğrayacağım gibi bir his var içimde...
Bir önsöz olduğunu biliyoruz, ama içinde tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz
- Tamam ama ne söylemeye izinli olduğum konusunda emin değilim. (güler)

Tekrar Joker ile ilgili, bir kere bile normal insan olma düşüncesi var mı?
- Bence, Chris Nolan tarzındaki Batman serisindeki bütün kötülük yapanlar, aslında normal insan, ya da bir zamanlar normal insandı. Tamamen kendi fikir yürütmelerimle ve geçmişine dayanarak söylüyorum, ben de bilmiyorum bir gün ayağımı ağzıma sokar mıyım ama şu anda bu da benim bilmediğim bir sırrım. İlk defa bu konu hakkında konuşmak zorunda kalıyorum ve hiçkimse beni ne söylemem ya da söylememem konusunda hazırlamamıştı. (güler)

Kızınız sizi Joker olarak gördü mü?
- Hayır, hayır. Sanırım sadece resim olarak gördü.
Korktu mu peki?
- Kaşlarını çatarak baktı. (güler) Benimle bir bağlantı kurduğunu zannetmiyorum.
Kostüm giymeniz, görünüşünüz gerçekten karakteri canlandırmanıza yardımcı oldu mu?
- Evet, filmi çekmeden önce yaptığımız tüm çalışmalardan sonra kostüm giymek pastanın kreması gibi oldu. Maskenin arkasında çalışırken istediğinizi yapma özgürlüğünüz var ve yargılanma ve izlenme korkusundan uzaksınız. Bu yüzden de maske giymek, özgür hissetmem ve denetimsiz olmam için beni güçlendiriyor ve bu özgürlük de beni heyecanlandırıyor.

Bir kötünün düşünme şekline girmeyi nasıl başardınız?
- Sanırım bu hepimizde biraz var. Bilmiyorum, bir keresinde kendimi aşırı uç düşüncelerle birleştireceğimi düşünüyordum, çiğ et yemek gibi, bunun ağzınızda bırakacağı tat ve gözünüzde canlandırmak beyninizi biraz zorlar, şeytani bir şey olmasa da öyle hissettirir. Sanırım gerisi de kendi araştırmalarınıza ve ruh hastası tanımınıza güvenmek ve onlarla devam etmek. Siz biliyor musunuz? Ben bilmiyorum, bu konu hakkında çok da fazla kafa patlatmıyorum.
Nicholsonkendisini ilk kez Joker olarak gördüğünde repliklerini unuttuğunu söyledi. Kendinizden bu kadar emin olduğunuz bir an var mıydı oyunculuğunuzda?
- Bu şekilde bakmadım aslında, bunu duydum ve fragmanda beni de biraz ürküttü ama kendimi o şekilde görmedim.



Filmle ilgili gazeteleri görmediniz hiç?
- Hayır, gördüm gördüm. Eskiden bakardım ama şimdi zaman kaybı olarak görüyorum. (güler) Eve gidip uyumayı tercih ediyorum (güler)... artık çok geç.

Christian Bale’in fiziksel durumu nasıl, eskisine göre daha genç ve atletik?
- Christian film boyunca bir kaç kez dövdü beni (güler). Aslında bir keresinde çeneme yumruk attı.

Gerçekten?
- Evet, ama hızlı değildi. O tamamen bir centilmen. Omzuma yavaşça vurdu ama tamamen eğlencesine. Ben de hırpalandım ve ezildim, acı çektim, ama hepsi bir tür oyundu.
-
Vücut geliştirmeye gerek duyulan bir rol müydü?
- Hayır (güler) Tanrıya şükür...

Evet, bu iyi bir şey.
- Evet.
Christian’la olan sahneleriniz hakkında konuşabilir misiniz? Güçlü rakiplersiniz ve Batman ikonu ile aranızda bir elektriklenme olmalı?
- Hmm, öncelikle Christian’la çalışmak büyük bir onur. Yani kadro muhteşem, kadrodaki herkes çalışmak istediğim, bana bir noktada ilham kaynağı olan kişiler. İnanılmaz bir şekilde de ilk sahnem Gary Oldman’laydı. Sorgu odasından çıkar çıkmaz Batman (güler) geldi ve birden nasıl bir film içinde olduğumu anladım. (güler) Aktör olarak eğlenceli biri. Birini yarasa kıyafetiyle görünce normalde gülmek çok kolay ama o profosyonel bir şekilde işine odaklandı. Batman rolünü ne kadar ciddiye alsa da ve sesini, davranışlarını agresifleştirse de, çalıştığım en sevecen ve muhteşem aktördü.

Batman konsept olarak korkuyu kullanıyor ama Joker’in hiç korkusu yok. Bu bir ilişki mi?
- Evet, ikisi de birbirinden ayrı yaşayamaz. Hayatta birbirlerinden başka amaçları olmadığından da aslında birbirlerini öldürmek istemezler.

Ve Maggie Gyllenhaal ile çalışmak nasıldı, daha önce kardeşiyle çalıştınız, filmden önce tanışıyor muydunuz?
- Evet, tanıyordum. Bu da muhteşemdi. Ona doğru bıçak (güler) tuttum ve çok eğlenceliydi. Ayrıca Maggie bir Brooklyn’li ve birbirimize bir sürü aile hikayeleri anlattık, eğlenceliydi.

Chris Nolan’ı diğer yönetmenlerden ayıran özellikleri anlatabilir misiniz?
- Gördüğüm tüm yönetmenlerden daha çok çay içer. (güler) Bu tamamen onu ayırır. O çok genç ama büyük gösteriyor ve sette –dünyasında- inanılmaz olgun, düzenli ve rahat birisi. Wally ile çok iyi ilişkileri var ve ikisi tüm dünyayı haritaya geçirmişler de biz de onların yollarından gidiyor gibiyiz. Bu büyüklükte bir film çekmeyi hayal bile edemem ama Chris muhteşem organize birisi ve çekimlerde olabildiğince esnek.
Yardımcı senarist olduğundan beri Joker’in repliklerine karışıyor muydu?
- Hayır, aslında hayır. Her şey kağıtta yazıldığı gibiydi.
Herkes filmin ne kadar karanlık olduğunudan bahsetmekte, Joker’in filme getirdiği bir eğlence yok muydu?
- Evet, sürekli. Onla ilgili sabit bir şey yoktu tamamen karanlık ya da tamamen eğlenceli değildi. İnişli çıkışlı bir karakterdi.
Yani rolünüzü oynarken eğlendiniz?
- Evet, rol yaparken en çok eğlendiğim zamandı.
Yaptığınız en pahalı film bu muydu?
- Evet, kesinlikle.
Brokeback Mountain’deki rolünüzün bu filmde bir etkisi oldu mu?
- Tamamen, farklıydı. “Motor” ile “Kestik” arasındaki zamanı değiştirmedi, önemli olan etrafınızda ne olduğuydu, ama tamamen farklı oyunlardı. Eğlenceliydi, şaşırtıcıydı ve izlemesi de eğlenceliydi.

Maske giymek dışında Joker’in nesi var? Araba? Özel bir şey?
- Jokermobile? (güler) Rollerblades, evet (güler) eğlenceli olurdu. Hayır, arabası yok sadece etrafında ne varsa çalar.

Daha çok asit saçan bir çiçek gibi bir imajı var, öyle mi?
- Hayır, o kadar çok numara değil.

Sadece siz ve bir bıçak?
- Evet kanlı bir tane var.

Rolü aldığınızdan beri Jack Nicholson’la karşılaştınız mı?
- Keşke (güler) Hiç karşılaşmadım ama gerçekten isterdim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Böyle süper kahramanlı geniş bütçeli Hollywood yapımlarını her ne kadar sadece Tvde(o da başka yapıcak bir işim yoksa)izleyip ne saçmalık bu ya diyip geçsem de bu fimin yönetmeninin Nolan olması işleri değiştiriyor.Tabii bi de Heath Ledger in çok konuşulan performansı.Umarım iyi bir filmdir.