20 Mayıs 2008 Salı

Juliette Binoche


1964 doğumlu, şirinlik abidesi, Oscar ve Altın Küre dahil birçok ödül sahibi güzel varlık.
İlk filmi18 yaşındayken bağımsız bir yapım olan oyuncu özellikle Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, oscar heykelciğini kucakladığı İngiliz Hasta, Haneke'nin başyapıtı Cache ve Johnny Depp ile birlikte yıldızlaştıkları salyalar akıtan film Chocolat filmiyle tanınıyor.
Son dönem yer aldığı filmler ise Paris Je T'aime, Cache, Kırmızı Balonun Yolculuğu, Code İnconnu, Dan in Real Life...
Binoche ablamızın kariyerinde Godard, Kieslowski ve Haneke gibi büyük ustalarla çalışmış olması da büyük avantaj olsa gerek...

İlginç bir anekdot ise Steven Spielberg'İn büyük bütçeli yapımı Jurassic Park'ta rol teklif ettiği Binoche'nin; "Teklifinizi eğer dinazoru oynarsam kabul ederim" diyerek reddetmesi ve Kieslowski üstadın Blue filminde oynamasıyla sanatsal anlamda da gönülleri fetheden bir hamleye imza atmış, pek de yakışmıştır.


profile:

İlk Filmi: 1983 yılında "Liberty Belle" adlı filmde oynadı.

Çıkış: Kendi ülkesinde ilk kez, Jean-Luc Godard'ın tartışmalı filmi "Hail Mary"deki(1985) rolüyle dikkat çektiyse de, uluslararası anlamda şöhreti, 1988 yılında, başrolü Daniel Day Lewis'le paylaştığı "The Unbearable Lightness of Being" filmiyle yakaladı.

Ün: 1998'de Empire dergisi tarafından, film tarihinin en seksi 100 starından biri seçildi. 1997'de ise İngiliz Empire dergisinin hazırladığı, tüm zamanların en iyi 100 film yıldızı listesine girmişti.

Ödül: 1996 yapımı "The English Patient" filmindeki rolüyle, en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar, Gümüş Ayı, BAFTA, Avrupa Film Ödülü ve NBR ödüllerini kazandı. 1994'de Kieslovski'nin "Üç Renk : Beyaz" filmindeki performansıyla, César Ödülü'ne layık görüldü.

Biliyor musunuz?: 1996'da kazandığı en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar'ını, herkes Lauren Bacall'ın alacağını umuyordu. Hatta Binoche bile. Öyle ki törende yaptığı teşekkür konuşmasında, "Herhangi bir konuşma hazırlamadım, çünkü burada Lauren'ın olacağını düşünüyordum" dedi.

Söz: "Oynadığım karakterlerin hüzünlü tipler olduğunu hiç düşünmedim. Tam tersine hepsi hayat dolu insanlar. Trajediyi kendileri seçmiyorlar. Trajedi onları seçiyor."




2 yorum:

Ortega dedi ki...

Hastası olduğumuzu belirtelim..
Bi de bu var :)

http://arielortega.blogspot.com/2007/11/juliette-binoche.html

ferdinand dedi ki...

playboy ha:) senin blogu takipteyim ama bunu es geçmişiz anlaşılan, enteresan. her haliyle sevdik juliette'yi:)
Selamlar...