"herkesin inandığı bir şey var bu .mına kodugumun hayatında, benimki de sensin..."
27 Ekim 2007 Cumartesi
"insan adayı çocuklara kıyağımdır"
öğütler, akıllar, fikirler
1 - hedef küçült.
tevazu her şey demek değildir ama önemlidir. gene de, sahte tevazu ile gerçek tevazu arasındaki farkı anlaman gerek. ortam, kendini tanrı mertebesine yükseltmiş ve yarı tanrı gibi salınmalarını alçak gönüllülük olarak pazarlayan tiplerden geçilmiyor.
şişiriyor da şişiriyorlar kendilerini. şiştikçe, "vurmak" isteyenlerin darbelerine maruz kalıyor ve "hep bana mı be!" edebiyatı yapıyorlar.
sen küçült hedefi. vurmayı sevenler, kolay kolay isabet ettiremesinler. bırak, arayan bulsun seni.
iyidir yani.
2 - sivilcelerine alkol sürme.
3 - başın sıkıştığında, kimlerden yardım alacağına, kimin iyiliğine izin vereceğine dikkat et. çünkü iyilik, bir çok insan için, bir tahakküm aracıdır.
yalnız, güçsüz, çaresizsindir meselâ. yardımına koşar birileri. için ısınır. sonra anlamadığın şeyler olmaya başlar. daha önce zerafeti bırakmayan, "haddini bilen" o insanlar, her fırsatta abanmaya, belini bükmeye kalkarlar. o iyilikle ortadan kalkan bedelin on katını ödersin.
fakat bu işi abartıp seni seven, samimiyetle elinden tutmak isteyen dostlarını da kırma. gururla kibir, farklı şeylerdir (biliyoruz da söölüyoruz).
4- bir manita cinsi var ki, onlardan uzak dur derim ama dinlemezsin, biliyorum (erkek çocuklarına kıyağımdır).
önce eteklerinin hışırtısı gelir, ardından da bir parfüm kokusu. sanki bir kadınlık okulu vardır da, o okula gitmişlerdir. üstelik, öyle aman aman güzel de denemez onlara belki ama bir çekicilikleri, insanın dişlerini kamaştıran bir büyüleri vardır.
girdikleri mekânda, erkek milletini demleyiverirler çabucak. yedekteki manitayı kırmamak için bastırılmış, tavşan kanı kıvamında istekler çıkıveririr gün ışığına. erkek milletinin, dudak payını sallamadan, ağzını yakmaya hazır olduğu kadınlardır bunlar. genellikle "yavvvvrum!" şeklinde hitap edilir. kitabı da allah’ı da inkâr ettirirler adama.
her erkeğin hayatındaki "işte o kadın"lardır bunlar. ulaşamamak en iyisidir.
ama ille çalmayacak telefonları beklemek, "ben çirkinim de ondan aramıyor" triplerine girmek, geceleri ellerin titreyerek uyanmak istiyorsan ve bir kadına uçan tekme kıvamında "girişme" isteğinin ne olduğunu öğrenmek niyetindeysen, hemen bul onlardan birini. anan ağlar, çok acı çekersin belki ama aşkı da öğrenirsin yaşayarak.
huzurlu bir hayat istiyorsan, sana kaçamak bakışlar atan o kıza yanaş, çoluk çocuğa karış. pijamalarını çek, dizilerini seyret. iyi davran o kıza. pamuklara sar. üstüne titre. hiç bir şeyin olmasa bile, bir sadakat sigortan, bir kışlık yorganın olur şu dâr-i dünyâ’da.
hayat bazen, basınç verir insana. bunalma. felaketin sandığın şeyler, kurtuluşun bile olabilir çoğu zaman. çıplak geldik, çıplak gideceğiz bu alemden, bunu hiç gözden kaçırma. dibe vurmanın bile, oradan daha aşağıya gidilmeyeceği gibi bir "güzelliği" vardır.
5 - yalnızlıktan korkma.
zırhsız kalırsın hayatta kimi zaman. tabanları yağla ve kaç hemen. tüy ve inzivana çekil. yalnızlığın en önemli "hesabı", sana zarar verebilecek insan sayısının bir’e düşmesidir. otur, kendi kendini ye bi güzel.
6 - tartışmaktan kaçın. ille bir şeyden nefret edeceksen, didişmekten nefret et.
unutma, silkeleyip de yerine hiç bir şey koyamadığın her inançta, sorumluluk sana aittir.
7 - hem seni sevdiğini söyleyip hem de değiştirmeye çalışan insanlara, "madem beğenmiyordunuz, neden sevdiniz?" sorusunu sor. kasma yani.
8 - ağzın bozuk olabilir ama küfretme. hele öfkelenince, hiç bozma ağzını.
9 - toplumsal sınıfların varlığını, reklâmı ve modayı içselleştirmiş insanlardan uzak dur.
10 - hayatını yasladığın kavramların, aynı kavramları kullananlarca balçıkla sıvanması, yıldırmasın seni.
11 - zeytinyağlı baklanın içine şeker koyma. soğanla ver tadını. gerçi bana ne ama rakıyı da sodayla içme. ifrit olurum. balıkla da kırmızı şarap içme. papaz okulu mezunları "hanzo" der.
12 - denk gelir de haliç kıyısında bir yerlere düşersen, sabah ezanı okunurken pencereni aç. bakarsın, bi balıkçı motorunun patpatları da karışır ezan sesine ve süleymaniye’nin minarelerine baka baka "ben burada ne arıyorum?" sorusunun yanıtını bulursun kendiliğinden.
13 - martılara simit, kedilere ciğer, köpeklere kemik al. malik bilmezse, enik bilir.
14 - krallara da berduşlara da göz hizasından bak. onlar da turplara aşağıdan bakacak bi gün.
15 - manzara koy.
mazlumun yanında ol. puşta puşt, yavşağa da yavşak demekten çekinme. (hatta, "puşşşşt ve yauşşşak" şeklinde söylersen, daha güzel olur.) korkma, çok çok dayak yer veya en fazla yalnız kalırsın (bak: madde 5).
16 - kimsenin en’i, en bir şeyi olmak için gayret gösterme.
17 - tüm bunlardan ve sana hayatın boyunca verilecek tüm öğütlerden daha önemlisinin, kimseden öğüt almamak olduğunu da unutma.
şimdi kaybol ve hayatını yaşa. bunu yaparken de yalnızca vicdanına hesap ver.
ha, unutmadan yazayım: eğer, on iki yaşında kibritle oynarken evi yakarsan, oyalanma oralarda. sokağı tut ve birkaç ay ortalarda görünme. kaçmaz da fena sopa yersen, "yok ben duymadım, bana kimse söylemedi" diye zırlama.
gene unutmadan, kıçının kılları kadayıf olmuş bir takım büyüklerinin size lâf sokmasına da izin verme fazla. dünyanın içine, düzeltelim derken biz ettik, size de bizim yediğimiz nanelerin sonuçlarına göre ayar çekmek kaldı. suçsuzsun yani.
daha sürer bu öğütler. bu yüzden, toz ol en iyisi. öptüm.
Ali Türkan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder