28 Kasım 2010 Pazar

Ah Müjgan Ah

 - yaşamak müjgan gibi bir şeydir, ölmek müjgan yok demektir

 

1970 yapımı Safa Önal senaryosu, Sadri Alışık, Esen Püsküllü, Salih Güney, Mualla Sürer, Sami Hazinses, Nubar Terziyan, Güzin Özipek gibi usta oyuncularla benim gönül listemin en tepesindeki filmlerdendir.
Yok efendim türk filmleri şöyle, türk filmleri böyle diyen fast-food gençliğine vurulan tokattır benim nezdimde, en güzel duyguların adamı, kahkaha ve hüznün adresi Sadri Alışık'ın manav çırağı Hüsnü olarak arz-ı endam ettiği, mahallenin güzel kızı Müjgan'a bağlanıp bizleri yerle yeksan ettiği, sinemamızda kendine has melodramların en güzel örneklerinden, mahalle yaşamına dinamit misali giren para olgusu, sınıfsal ayrılıklar, farklar, zengin-fakir mevzusunun işlenişi, sınıf atlama özlemi başarıyla işlenmiştir. Sadri baba yani Hüsnü'nün ağzından dökülenler, insanların para endeksli istekleri, hayalleri, bolca hayalkırıklığı, boğazı düğümleyen diyaloglar ve daha nicesi...
Sırf aşağıdaki gazino tiradı bile bitirmeye yeter adamı, hey yavrum heeey...


sevgimizin bir tanesiydin müjgan. saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür, elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti. ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü. öyle bir sevdim ki müjgan’ı, dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim, evleniriz gibi geldi bana. evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi. sahil bahçesinde gazoz içerekten gizli gizli mal-ü hülya kurardık. sonrada çarşılara giderdik. eşya beğenirdik elden düşme; aynalı konsolumuz topuzlu karyolamız bile olacaktı. müjgan’ın her an her bi daim yanında olacaktım ama olmadı gitti. nereye mi ? paraya gitti abicim paraya

nasılda sevmiştim yıllarca ben seni
her akşam bekledim yollarını
elbet bir gün biz yuva kurarız derken
duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle
zengin olsaydım sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın



nikah resimlerimizi de çektirdik. sonra karpuzcu raşit ağabeyinin kayınbiraderine borç ederekten nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık. ama müjgan takmadı bunu takamadı uçuverdi elimden. meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine. müjgan’ın gelinliğini hususi diktirmişler, benim gibi kiralık tel duvak almaya kalkışmamışlar. öyle sevindim ki. mesut ve bahtiyar olsun diye dualar ettim. müjgan gibi bende birbirimize ettiğimiz sözleri ettiğimiz yeminleri unuttum. bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi. bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler. senede birkaç ay zaten avrupa'daymış dediler. zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler, unuttum bende. hiç aklıma gelmedi. hatırlamıyorum bile müjgan’ı. hatırlamıyorum

öptüğünü düşünüyorum dudak yerine parayı
para için açar mı sevişenler arayı
madem para mühimdi al koluna parayı
çantana da koy aldığın o kocayı
 

zengin olsaydım sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın



müjgan: anlamadım??  
hüsnü: ne sen o müjgan'sın, ne ben o hüsnü'yüm. onları ebediyen ayırdılar, kopardılar.  
müjgan: dur bırakma beni..  
hüsnü: o müjgan için, o müjgan'la hüsnü'nün ufacık istekleri, fukara hayalleri için, sen de ağla benim gibi...



-bütün arzumuz, bütün isteğimiz tek bir çatı altında beraber olmaktı.
-ne güzel... tıpkı eski günlerdeki gibi.
-hatırladın demek... o sahil kahvesini, o 50 kuruşluk gazozu, kurduğumuz hayalleri unutmadın demek.
-nasıl unuturum?
-nasıl unutmazsın? sen ki hususi arabayla atlas yorgan, sırmalı fistan uğruna her şeyleri yıkıp gitmiş bir müjgansın..
-hüsnü...
-sen ki ardına bakmamıştın bi defa. sen ki kağıt paralardan kanat takıp o cehenneme ucmuş müjgansın. nasıl hatırlarsın? seni anlamayan, müjganlığını farkına varmayan o herif kanatlarını kesmeseydi, yine de düşmezdin buralara.
-olanları unutalım artık.
-beni hatırladın nihayet. tanıdın... şimdi öbür tarafı unutursun tabi...
-yeter hüsnü..
-yeter tabii yeter. şaka söylemiştim zaten. bak. şu eve bak. ilk gittiğin, hayran olduğun dilinden düşüremediğin bir ev. o zaman böyle büyük, böyle masraflı bir ev düşünememiştik bile. hayalimizden çok daha zengin bir hakikat bu. şimdi paramız da var. her şeyimiz var. hadi çık.. koş... ara.. bağır... çağır.. hüsnü'ylen müjgan da gelsinler buraya....
-anlamadım.
-ne sen o müjgansın... ne de ben o hüsnüyüm. bizi ebediyen ayırdılar. kopardılar.
-gitme, bırakma beni.
-o müjgan için, o müjganla hüsnünün hayalleri, ümitleri, ufacık fukara istekleri için sen de ağla benim gibi. o müjgan en büyük matemlere layık. ama sen... sen... daha ne istiyorsun benden.

-SON-

3 yorum:

Sethplay dedi ki...

"Merhaba Müjgan, Merhabalar olsun."

Bu kadar mı güzel Merhaba denilir? Merhaba'nın anlamını değiştiren bir adamdır kahkaha ve hüzünün adresi Sadri Alışık...

hakan to dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
hakan to dedi ki...

eyvallah kardeş