15 Aralık 2008 Pazartesi

Liderlik ve Del Piero Gerçeği

Nam-ı diğer Alex abimiz, bayrak adam nasıl olunur, ya da liderlik nasıl olunur mevzularında tezlere konu olacak yüce bir insan olarak son demlerinde daha da güzel şeyler yaşatıyor izleyenlere.
Dünkü Juve-Milan maçı da gösterdi ki Del Piero bu takım için vazgeçilmez. Küme Düşmeden önce hayvani transferlerle, all-star takımını andıran koca takımdan geriye tek tük tanınmış isimler kalsa da bu adamın önderliğinde tamamlayıcı takım oyuncularıyla, Sİssoko gibi asker karıncalarla Juventus çok daha gerçek bir takım, tüm itibar, para, yayın geliri ve yıldızlarını kaybetmesine rağmen...

Milan karşısında 4 gol atıp birçoğunu kaçıran, ekran başında ağzımızın suyunun akmasına neden olan fantastik şekilde pas yapan, rakibin başını döndüren, makine edesaıyla işleyen şahane bir ekip olmuş. Kadrosu şampiyonluğu ya da avrupayı kaldırırmı tartışılır ama İtalyan futbolunu görür görmez kumandasına davranan, sıkıntıyı çağrıştıran kısır futbola inat yaşasın hayat, yaşasın Juve diyesi geliyor insanın.

Keza Napoli gibi mafya ve çöplerle, kuzeyle soruu bitmeyen, aşağılanmış ama Maradona'nın can verdiği, bir yanıp bir sönen şehrin ışıkları ışıl ışıl bu sezon bu da Juve'nin de düşüşüyle ortalığı boş bulan Inter'in işini zorlaştırıp ligi renklendiren güzel hadiselerden. Yine Fiorentina'nın oldum olası sevdiğim güzel futbolu ve favori takımlarımın öncüsü Atalanta'nın da ülkenin en sağlam tribünlerinden birine sahip Bergamo'lulara yakışan futboluyla yoluna devam edişi Beşiktaş'tan ve uzatmalarını oynayan tribünlerinden sıkılan ben gibi bünyelere ilaç tadında olmuş, çok şükür dedirtmiştir.
Juve rakibi geberten paslarına, savunmada manyakça presine, Del Piero'da enfes tekniğini birleştirdiği vücut çalımlarına, frikiklerine, asistlerine devam etsin, hiç bitmesin!..

2 yorum:

Şairler Parkı dedi ki...

Juve ikinci lige yollandığında Del Piero'nun takımdan ayrılmamasını çok takdir etmiştim, birçoklar gibi. Nedved ve Buffon'un ona eşlik etmesi...Haliyle bu adamlar taraftarın gözünde çok kıymetli olsa gerek.Tabi Del Piero'nun yeri çok ayrı.15 senedir Juve'de. Kaptan, bayrak adam, kurtarıcı,ilah...Bu sıfatların tümünü ve daha fazlasını hakediyor. 15 sene ne demek yahu? Haliyle bizle kıyaslıyorum. Bizim Maf'lı dönem geliyor aklıma. Oyuncuların tümü senelerce Beşiktaş forması giymiş. Ya şimdilerde? En eskimiz Üzülmez. İnsan böyle karşılaştırınca durumu daha çok üzülüyor.

Ege

designerk dedi ki...

Hayatın en kötü en sıkıcı zamanlarında benim için hep kurtarıcı olmuştur futbol. Özellikle oynadığı senelerden ziyade davranışları, takımı sahiplenişleri, taraftarı kucaklayışlarıyla bayrak adam olma sıfatını haketmiş olan oyuncuları gördükçe daha bi tutkuyla izler olmuşumdur. Malum olaylardan sonra bile takımlarını yalnız bırakmayan Piero, Nedved, Trezeguet, Buffon gibi sakat veya cezalı olduğunda maçı taraftarlarla beraber trubünden izleyen Totti gibi, maç anında kafasını direğe vuracağını bile bile topa müdahale etmeyen çalışan Puyol gibi (ki Puyol benim şu futbol dünyasında en sevdiğim adamdır)takım arkadaşları Xavi, İniesta gibi adamlar beni bu spora daha da bağlı kılıyorlar. Büyük futbolcu olmanın sadece yetenekten değil karakterle birebir bağının olduğunu bu adamları izledikçe daha bir anlıyor insan. Cristiano Ronaldo gibi yetenek abidesi olupta hala çoğu insanın kafasında soru işareti taşıdığı oyuncularla bunları karşılaştırmak açıkçası çok doğruda gelmiyor. Delgado'ya, Tello'ya, Zapo'ya, Sivok'a, Bobo'ya öncelikle anlatılması gereken şeyin maçı kazanmaktan çok staddaki taraftarın ruhunu öğrenmeye, onlarla beraber aynı hisleri taşımaya gayret göstermelerini istemek bence Beşiktaş'ın ihtiyacı olan şey. Yoksa daha çok Zagolardan, Ronaldolardan, Madidalardan, Amokachilerden, Receplerden, Alilerden, Metinlerden ve Pascallardan bahsetmeye devam ederiz.