16 Kasım 2008 Pazar

Haluk Bilginer'den İnciler

İki kişinin bir arada yaşaması zor... İnsan yaşam sürecinde kendini bile anlayamıyor ki. Değil ki, başkalarını anlasın. Çok zor. Kendini anlayamıyorken, eşini, çocuğunu, arkadaşını, dostunu nasıl anlasın? Böyle olunca belki de anlaşamamada anlaşmak gerekiyor. Eksileri artılarıyla... Yoksa çok yalnız kalırsın. Zaten herkesin aynı fikirde olduğu bir dünya çok sıkıcı olurdu.

*Niye hep size böyle hep kanun dışı adam rolleri veriyorlar?
Güzel rollerdir ama onlar. Kötü adamı oynamak çok daha zevklidir. Kötü adamı oynamanın şöyle bir özelliği var; akıllı, kurnaz, kafasında kırk tilki dolaşır hiçbirinin kuyruğu birbirine değmez. İyi yazılmışsa eğer o kötülüğün bir temeli vardır zaten. O kötülüğü yaparken kafasından neler geçtiği, ne sebeple bu kötülükleri yaptığı derken dolayısıyla çok renkli bir karakter çıkıyor ortaya. Düz kahraman sıkıcıdır.

*Ölüm gerçeğiyle ne kadar barışıksınız? Sık düşünür müsünüz?
Çok sık düşünmem ama şunu bilirim: Ölmeyi hak emek lazım. Bunun için de, doğru sahici, samimi ve inandığınız şeyleri yapmak gerekir. Ölüme inat yapıyoruz zaten ne yapıyorsak. İz bırakabilmek için.

*Türkiye'de nelerin karşısındasınız?
Çok şeylerin. Türkiye'de eğitim, sağlık, adalet, kültür bir skandaldır. Bu saydığım dört şey olmazsa olmaz ayaklarıdır bir toplumun. Sağlık sistemimize bakın utanç verici. Eğitim sistemimize bakın bir skandal, utanç verici. Özel dersane ne demek? Eğer böyle bir şey varsa sözün bittiği yerdeyiz demektir. Yabancı dilde eğitim diye bir saçmalık var. Büyük paralar karşılığı yabancı dilde eğitim verilen okullara çocuklar gönderiliyor. Bu ancak sömürge ülkelerinde olur. Türkçe'yi kim öğretecek?..Mahkemelerin haline bakın, içler acısı. Nasıl dağıtılıyor adalet. Kültür Bakanlığı?nın bütçesi nedir biliyor musunuz? Binde beş. Bunun farkına varamamış toplumlarda bir şeylerin iyi olmasını nasıl bekleyebiliriz ki?

*Kurtlar Vadisi Irak tarzında sözde Amerikan Karşıtı filmlere dair:
Bu tarz filmleri izlemeyi de düşünmüyorum. Amerikan karşıtı film yapanların en azından Amerikan karşıtı olması gerekir diye düşünüyorum, çünkü. Önce samimi olsunlar.

Olmadıklarını mı düşünüyorsunuz?
Sizce öyleler mi? Derin devlet, milliyetçilik Amerika'nın beslediği ideoloji değil mi? CIA ödemedi mi parayı? Türkiye'de milliyetçiliğin yükseldiği döneme dikkat edin. Güneydoğu'da savaş varken, PKK Kürt milliyetçiliğini öne çıkardığında Türk milliyetçiliği alevlendi. Milliyetçilik milliyetçiliği doğurur. İnsanlar benim milliyetime laf etti diye birbirlerini yerler. Sonunda olan yine bu kifayetsizlere olur.

*Yaşınızın ilerlemesi sizi nasıl etkiledi?
Olgunlaşıyorsunuz, daha çok heyecanlanıyorsunuz. Bazı şeyleri yapamayacağınız bilinci yerleşiyor. Biliyorum ki en iyi oyunumu oynayamadan bir gün öleceğim. Oynamayacağım ki hiçbir zaman en iyisini. Oynadım dersem, olmuş armut gibi dibime düşerim kurtlar yer.

*Genç Kuşak ve 12 Eylül'e dair;
Bir kere "bana ne siyasetten" diyen bir kuşak yetişti. Siyasetin doğrudan yaşamlarını ilgilendirdiğinin farkında değiller. Aldığı nefesin, yediği ekmeğin, gittiği okulun, sevgilisiyle kurduğu ilişkinin doğrudan siyasetle ilgili bir şey olduğunu anlamadılar. Siyaset yaşamı doğrudan düzenliyor. Böyle olunca çocukların tutunacak bir şeyleri de kalmadı. Bir umut da yok. Ağır bir nihilizm var. Düzenleyemeyeceği ve etkin olmadığı bir şey içinde yaşıyor. Bunu değiştirecek bir öneriyi sağlayacak altyapısı da olmadığından ya çok ilkel ve basit değerlere tutunmaya çalışıyor ya da hiçbirşeye tutunmadan sıfır umutla gününü gün etmeye gidiyor. Seçim yapamıyorlar, düş kuramıyorlar. Böyle gelecek tahayyül edilmez. Birsürü gencimizi boşlukta bıraktık. 12 Eylül'ün armağanıdır...

3 yorum:

voodoo girl dedi ki...

hastasıyım

mvanbasten dedi ki...

kusura bakmnayın yazı ile ilgisi yok ama mailinizi bulamadım.
buraya yazar mısınız yahut derinlemesinepas@gmail.com a.
teşekkürler.

ferdinand dedi ki...

estafurullah hocam, buyursunlar.
mail adresim: onurmarley@hotmail.com