25 Aralık 2010 Cumartesi

Feylesof Ibra

 Rafael’in ünlü “Atina Okulu” adlı freskosunda Aristo’nun yerine İbrahim Üzülmez’i yerleştirince ortaya bu tablo çıkmış, yapanların ellerine sağlık.
Deli İbraam bu sene fizik olarak da biraz geriye gitse de hala basit oynamak yerine fantezi peşinde koşan, yüz ifadesinden yola çıkarak bir gevşeklik olduğunu tahmin ettiğim İsmail'in öğrenmesi gereken çok şey var bu adamdan...
Vatan'da geçenlerde yapılan röportajdan kesitler;



Alain de Botton‘un “Felsefesinin Tesellisi” kitabını seyahat boyunca elinden düşürmemiş İbrahim.. Hemen telefonu çevirdim ve İsviçreli yazarı sordum Üzülmez’e..

İşte Beşiktaş Kaptanı’ndan herkesi şaşırtacak açıklamalar:

“KÖYDE yetişmiş, ortaokul mezunu biri olarak size filozof numarası yapacak değilim.. Açık söyleyeyim, Beşiktaş sayesinde kitap okuyacak noktaya geldim.. Son 4-5 senedir de kitaplarla kendime rehabilitasyon uyguluyorum.. Porto’ya giderken havaalanında Alain de Botton’un kitabını seçtim.. Son günlerde okuduğum bir de Donald Trump’ın “Başarıya Giden 101 Yol” kitabı var..”

“SİZ şimdi beni imtihan edersiniz Alain de Botton ile ilgili.. Kitabı alana kadar kim olduğunu fazla bilmiyordum.. Bilenlere sordum, felsefeyi günlük hayat diliyle anlatan, çok önemli bir yazarmış.. Gerçekten de öyle.. Ben Felsefenin Tesellisi’nden şunu anladım: Hayatta çok paran olabilir ama çok sağlam dostlukların olmayabilir.. Mal, mülk edinmek için çırpınmanın insana hiçbir hayrı yok.. Onun yerine gerçek dostlar kazanmak için çırpınmak daha büyük zenginlik getiriyor..”

“KİTAPTAN kendi hayatıma uyarladığım kavramlar da var: Mesela insan rahat olmalı.. Stres günümüzün hastalığı.. Kafanı acayip şeylere takarsan, bizim işte de, başka işlerde de başarının imkânı yok.. Çünkü stres direkt olarak işe yansıyor.. İyi bir profesyonelin işine odaklanması gerekiyor.. Stresin yaptığın işin önüne geçmesine izin vermeyeceksin..”

“BİR de tek başına yetenek yetmiyor.. Bir yerlere gelmek istiyorsan, yeteneğin yanına çalışmayı da eklemelisin.. O zaman uzun süre başarılı olabiliyorsun.. Kitapta da aynı mantığı görünce sevindim, çünkü bunu yıllardır uyguluyorum.. Tabii İsmail Köybaşı yandı şimdi.. Bu kitabı ona da okutturacağım ve bu mantığı onun kafasına yerleştireceğim..”

“HERKESE tavsiye ediyorum.. Desinler ki, ‘Yahu top peşinde koşan Deli İbrahim bile kitap okuyormuş..’ Ve onlar da okusun.. Kitap okumak bir rahatlama ve kendini iyi hissetme yöntemi.. Rüştü ağabey sayesinde kitap okumaya alıştım.. Seyahatler, kamplar artık kitapsız geçmiyor..”

1 yorum:

Şairler Parkı dedi ki...

Çok şaşırdım, aynı derecede sevindim. İbrahim'in kendini ifade ederken bir şeyleri saklamama çabasında olması da çok güzel. Adam, ben buyum diyorum; ancak ben buyum ile yetinmeyip, kendine bir şeyler katma derdinde de.

Köybaşı üzerinde umarım başarılı olur. Yoksa yüksek bonservis ile İstanbul'a gelen, çok şey umut edilen; ancak sonuç alınamayan adam olarak tarihte yerini alır.

Takıma bak, Cenk, Nietzsche der; Deli İbo, felsefeden söz eder. Hay canım Beşiktaşım:)

Ege