26 Eylül 2010 Pazar

A Serious Man

"ben ciddi bir adamım."


 Coen biraderler son filmleri Ciddi Bir Adam'da Fargo'da olduğu gibi büyüdükleri bölgeye Minnesota'ya götürüyorlar izleyenleri. Bu sefer daha da derinlere inerek tıpkı büyüdükleri yer gibi epeyce geniş nüfusa sahip bir Yahudi cemaati barındıran banliyölere çocukluklarının geçtiği döneme...
Çocukluklarının geçtiği çevreden ilham alarak çektikleri film Yahudi kültürüne, referanslarına, bu kültüre ait ironik durumlara, ayrıntılara odaklanıyor. Her filmlerinde olduğu gibi bu durum karşımıza birbirinden farklı, fenomen karakterler çıkarıyor, komik durumlara yol açıyor, her ne kadar olaylar trajik bir seyir izlese bile.
Filmdeki karakterler o kadar gerçek ki, başroldeki Larry Gopnik karakteri gibi biraderlerin ailesi de akademisyenmiş efendim, hatta filmdeki karakterlerin  çoğu Coen'lerin çocukluk arkadaşlarının adlarını taşıyor. Önceki filmlerinin aksine ünlü yıldız isimler yerine tanınmayan yüzlere yer vermişler, daha çok da tiyatro kökenli, şahsen güzel olmuş, roller yakışmış filmdeki oyunculara.

Film ortalama sinema izleyicisi için kahır anlamına geliyor, çok ağır işleyen temposu olmayan bir film desek yeridir. Anlattığı şeyler ve filmin sonunun zorlama bir son olmaması ve birşeye doğrudan bağlamadan bitmesi de çoğu kişiyi tatmin etmiyor lakin yönetmenlerin böyle bir kaygısı yok zaten olmamalı. Açık söylemek gerekirse vakit geçtikçe güzelleşen bir film, yönetmenlerin sinemasına alışıksanız bira farklı da gelse sevdiriyo ki önceki filmleri Burn After Reading'den daha çok sevdim bu filmi. Biraderlere, absürd karakterlerine ve başlarına gelen olaylara alışık olmayan, ilgi duymayanların sıkılacağı filmdir ki normal birşey olsa gerek.
Yalnız bu filme hakim olabilmek, çoğu şeyi anlayabilmek için Yahudi kültürünü bilmek şart hakkaten birçok ayrıntıyı, olayı, durumu, göndermeyi anlayamıyosunuz haliyle. Ona rağmen aile kavramını gözler önüne seren, Yahudi kültürüne de eleştiri babında, sorular eve buna cevap arayan profesörün trajedisi, gelenek ile idealizmin çatışması, yine bomba karakterler, Coenvari durumlar, kara mizah, enteresan bir film efendim. Bu adamlar ne çekse izlerim diyenler için özellikle tavsiye edilir ki şahsım adına filmin başındaki kısa hikaye, hahamın anlattığı sonuçsuz diş mevzusu ve Sy Ableman karakteri için bile izlenir.

 
 Hayatın fizik gibi, profesörün koreli öğrencisine matematikten konuştuğu gibi bir teorisi olmaması, belirsizlik durumu, kitaplarda yazdığının aksine yaşanan olayların, başımıza gelenlerin bir nedeninin çoğu zaman olmaması. Karakterlerin falasıyla ciddi insanlar olamaları, yaşadıklarını birşeylere bağlama isteği, iyi giden işlerin birden sarpa sarıp üstüste yaşanan trajikomik hadiseler ve hayat gibi yine kestirilemeyen finaliyle herşeyde neden-sonuç arayan bizlere öğüt niteliğinde sanki film...

Vizyondan kalkmadan koskoca sinema salonunda benim gibi tek başınıza izleme şansınız da varsa daha bir güzel oluyor, makinistle anlaşıp hatta film arası bile vermeden, yandan hışırtılar gelmeden, zırt pırt yanıp sönen cep telefonları olmadan, mis gibi...

Hiç yorum yok: