2 Temmuz 2008 Çarşamba

Dozerler Kültürlerin Üzerinden Geçiyor

Burda insan yaşıyor!..Avrupalı insanın şen şakrak, sürekli çalıp söyleyen çingene imajı çok yanlış. Halbuki tam tersi, büyük sefalet, hüzün var. Çok acı çekmiş bir halk çingeneler. Toplumlar bir yandan baskı altına almak, ezmek için ellerinden geleni yapıyorlar, bir yandan da Çingeneler etrafında bir folklor örüyorlar. -tony gatlif

İlk olarak 2005'te meclisten geçen, insanların olumlu karşıladıkları ama yasalara ve iktidara güvenerek hertürlü yıkıma imza atan hükümetin elinde balyoza dönen bir proje kentsel dönüşüm.
Özellikle çingene, roman gibi yüzyıllardır aynı yerlerde kültürlerini yaşatan, bu şekilde mutlu olan insanların yokedilmesi aşamasına gelmiş bir nevi sosyal yıkım projesi haline gelmiştir.
Küreselleşmenin kentlerdeki sürecinin, para kokusunun dayanılmaz hafifliğinin açık göstergesidir bu yaşananlar.


Son haberlere göre bu tarz projeler Türkiye ile sınırlı değil. Roma belediye başkanı, aynı zamanda neo-nazi olan vatandaş da İtalya'daki çingenelerin parmak izinin alınması, ülkeden postalanması gibi hayvani davranışlar sergilemekte, büyük ihtimalle kendi gibi düşünen İtalyan politikacıların çoğunlukta olması nedeniyle amacına da ulaşacak durmumdadır.
Bizde de Sulukule'yi tarihin tozlu sayfaları arasına karıştırmak üzere olan hükümet, heryeri talan eden, özelleştiren, Arap'lara, işadamlarına peşkeş çeken anlayışına devam edip elini ovuşturmaktadır açıkçası.
Aydın diye geçinne ya da lafa gelince sanatçıyım, duyarlıyım tadında açıklama yapan suya sabuna dokunmayan insanlardan çok bu kültürün yıkılmaması adına Manu Chao gibi, ülkemizde konser verip ertesi gün Sulukule'ye gidip şarkılar söyleyen-desteğini esirgemeyen Gogol Bordello gibi ya da İstanbul Film Festivali için ülkemize gelen muhalif yönetmen Tony Gatlif'in iner inmez ilk işinin Sulukule'ye gitmesi, turist gibi değil oranın bir parçası gibi çalıp söylemesi, insanları dinlemesi ki filmlerinde bu insanların hikayelerini çokça anlatır, garip bir durum yabancı dediğimiz o insanların sahiplenip, büyük kitlelerin, sözde aydınların susup kalması...

"Daha fazla Mc Donald’s değil, daha fazla Sulukule" Gogol Bordello-Eugene Hutz

Tony Gatlif 1990 yılında da Sulukule'de çekimler yapmış ve son manzara karşısında yıkılıp kalmış, bu insanlar burdan atılarak, apartman dairelerinde oturtulamaz diyerek öfkesini dile getirirken şu hani çok önemli mevzu gibi lanse edilen kültür başkenti mevzusuna da değinmeden de geçmiyor;

tonf gatlif in sulukule
Kültür Başkenti demek! bu çok iyi bir şey. Ama bana hep yaptıkları yüksek kuleleri gösteriyorlar. Kültürden söz ettiklerinde kastettikleri "money". Mahalleleri, yeşil alanları korumak gibi dertleri yok. Büyük binalardan, alışveriş merkezlerinden, lalelerden bahsediyorlar hep. Bunlar "kültürün başkenti" anlamına gelmiyor ki, "kapitalizmin başkenti" anlamına geliyor.

Hiç yorum yok: