Bir an için saatleri durdurmak, şüpheleri ve hatalarıyla yüzleşmek istiyorlar. Yanlış yöne saptıkları ana geri dönmeyi ve baştan başlamayı, şu an bildiklerini o zaman fark etmiş olmayı istiyorlar. Her gün kendilerine her şeyin değişeceğini söylüyorlar... Yarın, öbür gün ya da gelecek ay.
Bırakın, bugüne kadar kıyıda köşede kalmış, yerel gazetelerde birkaç satırla geçiştirilmiş olan bu insanlar bir kez olsun başrolde oynasınlar. Dergilerden başkalarının hayatlarını okuyanlar, ay sonunu zor getirenler, bir sonraki ayı düşünmek bile istemeyenler... Öykülerimiz, filmlerimiz, umutlarımız onları anlatmalı. Hayallerimiz onların da hayallerini, yaşamlarından kesitleri içermeli. Güçleri, inançları ve anlık zayıflıkları bizi duygulandırmalı".
"herkesin inandığı bir şey var bu .mına kodugumun hayatında, benimki de sensin..."
19 Haziran 2008 Perşembe
Fernando León de Aranoa
Los Lunes Al Sol / Güneşli Pazartesiler'in, başucu filmimizin yönetmeni, zamanın bizim olmadığı bir dünyada günlerden Pazartesi olmuş olmamış kaç yazar? dedirten filmin, liman kenti işçilerine, kapitalizme, işçi sınıfına ayna tutan filmin mimarından filme ve kaybettiklerini arayanlara dair;
"Geçici bir iş bulmak umuduyla her gün kuyruklara giriyorlar, bekleme odalarında zaman öldürüyorlar. Her gün doldurdukları ürkütücü başvuru formlarını iyi tanıyorlar. Bir süredir, izledikleri yolun yanlış olduğuna dair şüpheleri olsa da bu konuda konuşmuyorlar. Ayakta kalmak için mücadele ettiklerini, inatçı, cesur ve dirençli olduklarını biliyoruz. Bu onların hikayesi. Güncel olmasına karşın daha çok geçmişte kalmış gibi görünen bir hikaye. Hızlı kazanç peşindeki küresel ekonominin önemsemeden kapının önüne koyduğu bir grup işsizin, sistemin dar koridorlarında hayata açılan acil çıkış kapılarını aramasının hikayesi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder