11 Nisan 2008 Cuma

The Full Monty

Film 80'li yıllara dayanan Sheffield yaşamıyla, insanların refah içindeki rahat yaşamlarıyla, alışveriş merkezlerinde, haftasonu stadyumda maç keyfi yapanları anlatan siyah beyaz karelerle açılıyor.
ve 80'lerle birlikte İngiltere'de pek çok sanayi kentinde olduğu gibi özelliştirme ve getirdiği işsizlik, toplumsal hadiseler daha ilk dakikadan göze çarpar, bize de örnek olması gereken mevzular barındırır ki aslında fazlasıyla geyik bir komedi filmi olmasına rağmen.
Tabi adamlar bizdeki gibi komedi denince belden aşağı osuruktan teyyare espiriler, bir bok anlatmayan sabun köpüğü işler yapmıyo komedi denince fazlasıyla ciddiye alınıyo belki de üstadları Peter Sellers ya da İngiliz komedisi denince akla gelen Monthy Python grubundan alınan miras olsa gerek...


Velhasıl maç bileti dahi alıp çocuğunu maça götüremeyen, nafakasını bile veremeyen Trainspotting'in fenomen Begbie'si Robert Carlyle'in önderliğinde işten çıkarılan çelik işçilerinden birkaçı uçuk fikirlerle çıkarlar mahalleli karşısına.
Dans etmeyi Arsenal'in ofsayt tuzağı ile öğrenen, Tony Adams'dan ilhamı alıp kendinden geçen manyak karakterler, karısıyla sevişmeyi "bütün gün hiçbir şey yapmamak ne kadar yorucu bilemezsin" diye sırt çeviren bombacı Dave ve daha nicesi bu filmde...
İş bulma kurumunda günlerini kağıt oynayarak geçiren, tutunamayan film karakterleri iş kuyruğunda çalan müzikle dansa başladıkları sahne olmak üzere yarıp geçirir adeta.
Konusu ve dayandığı temellere bakıldığında Javier Bardem'li Güneşli Pazartesiler ile benzerlikleri epey çok. İki filmde de işten çıkarılan işçiler, kapanan fabrikalar, çalışan-kocalarına tahammül eden kadınlar, alkol, futbol...daha ne olsun.
Toplumsal yaralara dokunabilen, fazlasıyla eğlendiren, gönülleri oscarını alan bir başka arşivlik..Dvd'si pek bulunmasa da paylaşım sitelerinde bulmak mümkün,kovalayınız...

Hiç yorum yok: