4 Ekim 2007 Perşembe

The Death Match


Hitler Almanya'sının 2.Dünya savaşı sırasında Ukrayna'yı işgali akabinde gelişen yaşanmış dramatik bir hikaye ve futbolun hikayedeki rolü birçok kaynakta çok güzel anlatılmış.
Olayın gerçekleşmesinden günümüze kadar da iki güzel filme ilham kaynağı olmuş.
İlki Zoltan Fabri'nin yönetmenliğinde 1962 yılında çekilen "Ket felido a pokolban", ikincisi ise hepimizin artık ezberlediği yıldızlar geçidi misali "Escape to Victory"
**

2. Dünya savaşında alman orduları o zamanlar sovyetler birliğine bağlı olan Ukrayna'yıda işgal etmişlerdi. Hitler'in emriyle Alman milli takımı Ukrayna'da bir maç yapacaktı. Ukraynalıların bir takım çıkarmasını istediler. Ukraynalılar Dinamo Kiev takımını çıkardılar. Takımda bir kaç tanede başka takımdan oyuncular vardı. Takımın adınını yeni bir başlangıcı simgelemesi için FC Start olarak değiştirdiler.

Maç günü gelip çattı. Maç sıcak bir ağustos günü oynanıyordu. Alman milli takımının üstünde yeni yazlık formaları vardı. Kievlilerde ise eski kışlık yün formalar vardı. Hitler Kiev'den gelicek zaferi dört gözle bekliyordu. Trübünlerde ise bir çok üst düzey nazi subayı vardı. Bir çok Kievli taraftar trübünleri doldurmuştu. trübünlerde ayrıca silahlı bir çok alman askeri vardı. Maçın hakemi ise bir almandı. Ve maç başladı ilk atak almanlardan gelmişti. Daha sonra yavaş yavaş topla oynayan Dinamo Kievliler oldu. Ama alman takımı çok faul yapıyordu ve hakem de buna göz yumuyordu. Kaleye yaklaşamıyacaklarını anlayan Kievliler uzaktan şut atmaya başladılar. O zamanlar Sovyetlerin altın çocuğu olarak adlandırılan Kuscmenko ilk golü attı. İlk yarı bittiğinde Kievliler iki gol daha bulmuş almanlar ise sadece 1 gol bulmuştu. Soyunma odasına Dinamo Kievliler 3-1 önde gitmişti. Bütün oyuncular sevinç içerisindeydi. Derken soyunma odasının kapısı açıldı ve içeriye bir nazi subayı girdi. Dinamo Kievin çok iyi oynadığını söyledi. hatta onlara iltifat bile etti. Fakat odadan çıkarken savaşın keskin yüzünü gösteren şu sözleri söyledi: Ancak kazanmayı aklınıza pek getirmeyin. Kievli oyuncular birbirlerinin yüzüne baktılar ve gülümsediler ne yapmaları gerektiğini biliyorlardı. İkinci yarı oldukça tutuk geçti Dinamo Kievlielr iki gol daha bulmuştu almanlarda bir gol atmıştı. Maç 5-2 Dinamo Kiev'in üstünlüğüyle sona erdi. Maç bittiğinde Trübünde oluşacak bir isyandan korkan alman askerleri kievli oyuncuların gitmelerine izin verdi.

Maçın üstünden 6 ay geçmişti ve Kievli oyuncular bir fırında çalışıyorladı. Fakat almanlar hezimeti unutmamışlardı. Dinamo Kievli oyuncuları bir toplama kampına götürdüler. Bir gün bir olay olmuştu bir alman aracı kamp çevresinde bombalanmıştı. Üst düzey bir alamn subayı bunları Kievli oyuncuların yaptığını söyledi ve hepsini sıraya dizdirdi. Ve şöyle söyledi: eğer kimin yaptığını söylemezseniz her üç kişiden biriniz ölücek. İlk kurşun o zaman bir deri bir kemiğe dönmüş olan Kuscmenko'nun başına sıkıldı. Her üç kişiden birisi teker teker ölüyordu. Sıranın sonunda takımın kaptanı vardı. silah onun başına dayandığında şöyle dedi: Kızıl sporu asla öldüremiyeksiniz ve cansız bedeni yere düştü. Üstünde ise ağustos ayındaki ölüm maçında giydiği yün forması vardı.

Hiç yorum yok: