Bad: Oğlumun yanındayken bile yanında değildim,
Jean:Nasıl olur, ben Buddy olmadan yaşayamam
Bad: İşin kötüsü ne ne biliyor musun, yaşarsın...
Yüce oyuncu her karakterin adamı Jeff Bridges'in çok öncelerden beri hak ettiği oscarı almasına vesile olan, gösterişsiz, ağdasız, salya sümüksüz ama bir o kadar etkileyici ve alkol kokusunun gelip yanaştığı, son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden Crazy Heart.
Thomas Cobb'un romanından uyarlanmış olan film çoktan dibe vurmuş bir country sanatçısı, emekçisi desek yeridir, nam-ı diğer Bad Blake'in hikayesini konu alıyor. Batakhanelere kadar düşmüş, ikinci sınıf barlarda hatta bowling salonlarında şarkı söyleyebilen Bad'in hal ve vaziyetlerine bir an bile sıkılmadan göz atıyoruz Bowling salonu bildiğin Big Lebowski'ye saygı duruşu babında olmuş zaten. Müzikler desen şahane mi şahane. Jeff abiye eşlik eden Maggie Gyllenhaal her filmindeki gibi pek sempatik minimal tadında oyunculuğuyla tam oturmuş, aynı zamanda yapımcılardan da olan büyük usta yan rollerin eşsiz adamı Robert Duvall Blake kadar bizim de dostumuz gibi adeta. Colin Farrell yerine başkası olamaz mıydı acaba diyorum birçok rolde çiğ duruyo bu adam In Bruges de çok iyiydi o ayrı ama olmamış gibin.
Ne bir adamın hikayesini anlatırken ileyeni drama boğuyo, ne göz boyama olayına girip saçma sapan sahneler, olaylarla yoruyo film tam kıvamında gerçek bir film ilemek isteyenleri kucaklıyor vatandaş.
Aşağıdan oscarlı film müziği, Ryan Bingham'ın seslendirdiği The Weary Kind dinlenmeli;
1 yorum:
Ben de tesadüfen dvdsi elime geçince izlemiş ve çok beğenmiştim. Müzikleri de ayrı güzel.
Yorum Gönder