23 Haziran 2011 Perşembe

Bir Umudum Sensin Anlıyor musun?

Nba artık pek ilgimi çekmiyor, tamamen estetik kaygılarla reklamla şunla bunla cilalanmış ruhsuz oyuncularla dolu bana göre sempatisi kalmamış bir organizasyon ya da öyleydi Dirk reis ve sevilesi nadir oyunculardan Jason Kidd'in katkılarıyla yüzümüz güldü. Nostalji hastalığı nba'de de mevcut, Starkslar, amiral David Robinsonlar, Stockton falan severdik abi. Şımartılıp tepelere çıkarılan Lebron gibilerin morarması müstehak ki aşağıdaki açıklamalar zaten asla bir efsane olamayacağını kanıtlar nitelikte...


“Kariyerimin ilk yıllarında bir şampiyonluk kazanmış olsam, muhtemelen bu kadar iyi bir oyuncu olamazdım. Kaybettikçe kendimi geliştirmek için daha çok çalıştım.”
Dirk Nowitzki



 
“Sizler, Chicago kentinin insanları, yaşamınızı kazanmak için bütün gün, son derece zor koşullarda çalışıyorsunuz. Bizim yaptığımız ise, yorucu bir günün sonunda size yalnızca keyifli birkaç saat geçirtebilmek... Chicago’luların bir başka kente gittiklerinde gurur duyabilecekleri bir şeylere sahip olmalarını sağlamak... Bu yüzden bu şampiyonluğu size armağan etmek istiyorum. Bu kupa sizin hakkınız.”(1997. Michael Jordan’ın kazanılan şampiyonluğu kutlamak için toplanan 200 bin Chicago taraftarına yaptığı konuşmadan)


 
“Benim kazanmamam için dua edenler şimdi sevinebilirler. Ama yarın sabah uyandıklarında hepsi yine aynı yaşamlara, bugün sahip oldukları aynı kişisel sorunlara geri dönmüş olacaklar. Bense bugünkü gibi yaşamayı sürdüreceğim, ailemle birlikte mutlu hayatıma devam edeceğim.” (2011. Miami Heat’in kaybettiği final serisinden sonra LeBron James’in yapmış olduğu basın toplantısından)

kaynak: Yiğiter Uluğ

Hiç yorum yok: