10 Mayıs 2011 Salı

Zombieland

 

Oldum olası zombi filmlerinden çok haz etmem cin fikirli, espri anlayışı kuvvetli nadide örneklerini saymazsak tabi. Bir de zombileri ve zombi filmlerini ti'ye alan filmler var ki 'Shaun of the Dead' bunların aşmış örneğidir, Simon Pegg ve diğerlerini daha bir sevme nedenidir. Ardından birkaç film daha bu tarz olaylara yeltendiyse de bu filmin yanına yaklaşamadılar kesinlikle.
Zombieland izler izlemez listemde ikinci sıraya kuruldu. Bir kere diyaloglar şahane, açılış sekansı bile oha dedirten cinsten, anında kendine çekiyo hiçbir anında bu ne lan, böyle şey mi olur dedirtmiyor efendim.
Woody Harrelson çok şık olmuş,Jesse Eisenberg geleceğin yıldızı babında ilerliyor, keza diğerleri de diyeceğim ama Emma Stone sen nasıl bir insansın yahu, hakkaten adının hakkını veriyor hatun kişi yok böyle bir şey aabi.
 En çok sevindiren,güldüren husus ise Bill Murray'in zombi makyajıyla arz-ı endam edip çok az da olsa görünüp filmin gücüne güç katmış olması, bolca hayalet avcılarının yad edilmesi vb... Müzikleri de ayrı bir konu ki açılışta metallica ile havaya giriyoruz, zombiler bile sempatik geliyor lan bu filmde ki hepsi kenyalı atlet gibi mübarekler. Espriler hepsi yerli yerinde, süresi yaklaşık 90 dakika harika, zombi filmlerinin atası Romero abinin filmlerine bile katlanamayan ben Resident Evil oynayarak Shaun of the Dead ile avunan ben gibiler için ilaç olmuş filmdir. Kuralların açıklandığı sahneler özellikle cardio olmak üzere, zombileşen küçük kızların sahnesi, Hollywoodda zombi halindeki Chaplin taklidi, sarı hummer, yine emma abla, zombi filmlerinin olmazsa olmazı süpermarket sahneleri ve bir dolusu akıllarda kalan...Ne uzun cümleler kuruyorum arkadaş yoruldum harbiden, erken yatalım Kayseri yollarına düşelim, zift gibi pis deplasman otobüslerinde muhabbete bakalım, yol tabelalarını bıkmadan takip edelim, içelim, bolca çiş molası falanlar filanlar ile sezona nokta koyalım, özledik lan...

Hiç yorum yok: