5 Kasım 2009 Perşembe

Kontrolü Kaybetmek


Wolfsburg maçı bitti, şampiyonlar ligi ceketi büyük geldi haliyle özümüze dönerek acı çekmeye devam ediyoruz.
Staddan yükselen siktir ol git başkan tezahuratını duyunca aklıma direk ertesi gün bunun başkan ve yalakaları tarafından kullanılacağı tahminimde yanılmadım. Toplam 20 saniyelik tezahurat yüzünden diğer tüm yapılanlar silinip gidiyor ne yazıkki. Tüm stadın protestoya eşlik etmesi, maç boyu kısır futboldan, ne idüğü belirsiz sistemsiz Beşiktaş'ı daha fazla bekleyemeyenler 2.golün ardından artık patlama yaşadı adeta.
B uakadar yüzsüz bir adam görmedim diyeceğim ama yaşadığım şehrin belediye başkanı olan şahıs da bir o kadar yüzsüz-pişkin bir adam, bu ikisi hayatımızı karartmaya iliklerimizi kurutmaya and içmiş sanki misyonlarını başarıyla sürdürüyorlar.
Wolfsburg maçını yorumlayan spiker çok net özetlemiş; Beşiktaş takımı doğaçlama oynuyor, ne yaptığı belirsiz diye. Maç başladı gol bağıra bağıra geldi. Sağlı sollu ataklar ve her gelişlerinde etkili oldu adamlar ki süper bir takım olmayan, alman disipliniyle belli bir sistem dahilinde oynayan bir takım Wolfsburg. Maçın ilk 11'i açıklandığında zaten herşey ortadaydı.

Hala sen şampiyonlar liginde sağ bek! İbrahim Kaş, sol kanat İbrahim Üzülmez, Uğur İnceman, top ezme ustası Serdar Özkan, hayattan ve Beşiktaş'tan bezmiş görüntüsüyle Bobo, yıllık 2.2 milyon euro kazancı ve özellikle bu seneki sıfır performansıyla Nobre, kafada Beşiktaş'ı bitirmiş Tello, alay konusu olan dümdüz adam Fink gibi futbolcularla ancak bu kadar olur. Beşiktaş'ı hala yükseklere oynamaya iten de formasıdır- taraftarıdır. Bu haliyle zaten oyuncu kalitesiyle yıllardır sıradan bir takım kimliği taşıyor. Bu adamlarla başarı da sağlanmaz mı olabilir tabi ama belli bir sistem, düzen dahilinde belli çapta başarı kazanabilirsiniz Lucescu gibi örneklerde olduğu gibi.
Berbat bir top oynuyoruz onu önce söyleyelim, kimin nerde oynadığı ne yaptığı belirsiz. Bu yönetim olduğu sürece sistemsiz, şekilsiz, sıradan, antipatik bir takım olmaya, bitip tükenmeye mahkumuz o kesin...

Maç sonu Wolfsburg'un aslında kendimizi protesto amaçlı alkışlamamızı bir derece anlıyorum, maç başlarken fuck you diye bağıranların maç sonunda salyalar akıtarak Wolfsburg şakşakçılığı yapması, futbolculardan forma isteyip alması gibi şeyleri ise aklım almıyor, deli oluyorum aynı zamanda. Abartılı şeyleri seviyoruz, kontrolden çıkan, sinir harbi yaşayan, takımını kaybeden, sevgisini yavaş yavaş yitiren bünyelere de insan kızamıyor tabi bu şartlarda...

2 yorum:

SirEvo dedi ki...

Bu futbol anlayışıyla bizden cacık olmaz. Gol atmak için yüklendiğimiz anda dötümüz açıkta kalıyo. :)

Beşiktaş'lı dedi ki...

Demirören gidecek.Başka yolu yok!