24 Haziran 2008 Salı

Kendini Kaybetmek


Olağanüstü, futbolla açıklanmayacak enteresan vaziyetlerle yarı finale çıkışımız, koca turnuvada yanılmıyosam sadece 8 dakika skor üstünlüğümüz olması gibi gerçeklerin gözardı edilmesi, önümüzde Rusya gibi belli bir programla, altyapıyla gelmiş canlı bir örnek dururken bir anda kendimizi dünyanın en büyük takımlarından biri ya da bir ekol gibi sunma cehaleti de cabası.
Tabi bu skorlardan nemalanan, milliyetçi duyguları sömürmede usta haberciler, gazeteciler, zamları maç aralarında döşeyip gol sevinçlerinde kendinden geçen siyasetçiler de olayın diğer yüzü.

Şimdi bu tazr bir açıklama yaptığınızda da artık milli bir refleks haline gelen linç kkültürü ve vatan haini ilan edilme olasılığı da çok yüksek. Milli takımımızın turnuvaya renk kattığı, futbolun ruhunun hala yaşadığının, topun yuvarlak olduğunun, azınlığın da sesini duyurması açısından hepimizi sevindirdiğini zaten kabul ediyoruz. Ama gelgelelim iman gücüyle ya da sakatlarla dolu bir takımda, altyapısız bir ekiple uzun süreçte Türkiye ne yapabilir, düşüşler kaçınılmaz olacaktır. Bir de çok başarılı sezonlar geçirip Fatih Terim'in süzgecine takılan Mehmet Topuz gibi Yıldıray gibi artık futbolculrın milli takıma inancının kaybolması olayı var. Terim'in herşeyi ben yarattım havası, herşeyi ben bilirim havası da aldığımız sonuçlarla perçinlendi. Olası eve dönme durumunda asılacağını bildiğinden, şans eseri aldığımız sonuçların tadını çıkarmakla meşgul.
Velhasıl sonuç ne olursa olsun geldiğimiz nokta büyük başarıdır, anlatmak istediğimiz sarhoş olmadan, ileriye dönük programlar yapılmalı, 40 yılda aldığımız başarılarla bazılaarı nemalanıp ardından Türkiye tekrar en başa dönmemelidir.

Hiç yorum yok: