24 Eylül 2011 Cumartesi

yeni pascal Q7, yeni Beşiktaş

Olmayacak yerde yapılmaya çalışılan ve yüze göze bulaştırılan, artistlik kokan gereksiz bir hareket akabinde kaptırılan top ve rakibe arkadan hayvan gibi tekme atan bir adam ve kırmızı kart görüp formayı öpen bir adam aynı zamanda, popülizmin sınırlarında...

 

Ve bu herifi salyalarını akıta akıta alkışlayan Beşiktaşlılar ki acı olan da bu tablo olsa gerek...
Yeni pascal noumamız hayırlı olsun demek düşer. Beşiktaş dingonun ahırı kulübü olmuştur malesef. Mendes'lerin Demirören'lerin Sinan Vardarların Sinan Enginlerin oyuncağı, karakteri tüm benliği silinmiş sıradan bir kulüp, benim tüm hissettiğim bu açıkçası. Bizim sevdiğimiz hani hayatımızı ona göre ayarladığımız tüm iliklerimize kadar ısıtan takımdan eser yok. E hala ne diye maça gidiyosun o zaman dersen tabi izahı yok, alışkanlık, yollarda olma halini özleme vesaire vesaire.
Ama bu adamın kaptan olduğu ki kimler olmadı nobreler bile yahu tüylerim diken diken oluyor arkadaş. Rızalardan Ulvilerden Kadirlerden takoz recepten, varını yoğunu ortaya koyan amatör ruhu koruyan gerçek profesyonellerden kimlere düştük ne hale geldik demeden edemiyor insan.
Off herşey karışık...

Hiç yorum yok: