14 Mayıs 2011 Cumartesi

Nostalji - amigo filiz


Bu gazete küpürüne denk gelmemiştim, amigo filizi de hiç duymamıştım harbi delikanlıymış ama:)
sonu ne oldu, evlendi mi şimdi merak ettim akıbetini...

12 Mayıs 2011 Perşembe

Baykuş Gibi Severim Seni



Kupa alındı gelindi, ama güzel maç oldu be hafız. Harbi mücadele sağlamdı, Fernandes harbi hayran bıraktı, naptın sen be abi? İkili mücadelelerin hemen hepsini kazandı, minimum pas hatası, yardımlaşma şahane üstüne bir de lokum gibi şık hareketler, ati abimizin şutları da ımba gibi. Dünkü halinden sonra Guti gitsin Fernandes'in bonservisi alınsın orta saha Ernst-Necip-Fernandes li olsun tadından yenmesin istedim.

Açıkçası İbb beklediğimden kötüydü, maçın başında bizden iyi başladılar daha derli toplulardı ama onun dışında çok etkili ataklar geliştiremediler, bizse epey dağınıktık ki ona rağmen çok sayıda sağlam gol pozisyonu yakaladık, şanssızlığa verdik gül gibi giden golleri, heyecanlı dakikalar ardından aldık bakalım kupayı, sezonun tesellisi babında. Maç sonu portekiz tayfası, özellikle dev adam Almeida'nın sevinci görmeye değerdi. Ülkenin her yerinden her tip adamı görmek mümkündü tribünlerde, Nevşehirli fenomen bir abinin yanımda olması kırdı geçirdi arkadaş, adam Rüştü Bey diye bağırdı maç boyu ama adamlardaki saf Beşiktaş sevgisini, o bozulmamışlığı harbi duyguların insanları diyeceğim adamları görmek gücüme güç kattı efendim.
Tribünde de organize olamadık pek kopuk kopuk bağırdık, zaman aman sağlam da bağırıldı ama ortalama bir performanstı ki bunu da karşıda ezeli bir rakip olmamasına bağlayabiliriz.

Bozbaykuşlar epeyce geldi adamlar bu kadar sürede baya çoğalmış, yolda karşılaştık fotoğraflar çekildi-uçalım beraber dendi, otobüsler yanyana durdu falan filan genelde baya yaş ortalaması küçük arakadaşlar ama renk kattıkları kesin. I have a dream pankartları iyiydi bikaç pankart daha beklerdim orjinalinden ama yine hoştu. Bazı alkollü arkadaşların çıkışları olmuş bira şişesi falan atma gibi ama başka bir sıkıntı olmadı bildiğim kadarıyla, asabi Sedat'ın otobüslere parmak sallayıp içinizde fenerli cimbomlu varsa diye başlayan bağırışları,hareketleri falan öldürdü beni. Muhabbetiyle yoluyla,herşeyiyle güzel bir gün oldu, sahaya atlama teşebbüsümüz püskürtülse de sağlık olsun diyoruz:)

10 Mayıs 2011 Salı

Zombieland

 

Oldum olası zombi filmlerinden çok haz etmem cin fikirli, espri anlayışı kuvvetli nadide örneklerini saymazsak tabi. Bir de zombileri ve zombi filmlerini ti'ye alan filmler var ki 'Shaun of the Dead' bunların aşmış örneğidir, Simon Pegg ve diğerlerini daha bir sevme nedenidir. Ardından birkaç film daha bu tarz olaylara yeltendiyse de bu filmin yanına yaklaşamadılar kesinlikle.
Zombieland izler izlemez listemde ikinci sıraya kuruldu. Bir kere diyaloglar şahane, açılış sekansı bile oha dedirten cinsten, anında kendine çekiyo hiçbir anında bu ne lan, böyle şey mi olur dedirtmiyor efendim.
Woody Harrelson çok şık olmuş,Jesse Eisenberg geleceğin yıldızı babında ilerliyor, keza diğerleri de diyeceğim ama Emma Stone sen nasıl bir insansın yahu, hakkaten adının hakkını veriyor hatun kişi yok böyle bir şey aabi.
 En çok sevindiren,güldüren husus ise Bill Murray'in zombi makyajıyla arz-ı endam edip çok az da olsa görünüp filmin gücüne güç katmış olması, bolca hayalet avcılarının yad edilmesi vb... Müzikleri de ayrı bir konu ki açılışta metallica ile havaya giriyoruz, zombiler bile sempatik geliyor lan bu filmde ki hepsi kenyalı atlet gibi mübarekler. Espriler hepsi yerli yerinde, süresi yaklaşık 90 dakika harika, zombi filmlerinin atası Romero abinin filmlerine bile katlanamayan ben Resident Evil oynayarak Shaun of the Dead ile avunan ben gibiler için ilaç olmuş filmdir. Kuralların açıklandığı sahneler özellikle cardio olmak üzere, zombileşen küçük kızların sahnesi, Hollywoodda zombi halindeki Chaplin taklidi, sarı hummer, yine emma abla, zombi filmlerinin olmazsa olmazı süpermarket sahneleri ve bir dolusu akıllarda kalan...Ne uzun cümleler kuruyorum arkadaş yoruldum harbiden, erken yatalım Kayseri yollarına düşelim, zift gibi pis deplasman otobüslerinde muhabbete bakalım, yol tabelalarını bıkmadan takip edelim, içelim, bolca çiş molası falanlar filanlar ile sezona nokta koyalım, özledik lan...