15 Temmuz 2008 Salı

Before The Rain

circle is not round...
time never dies
...


1994 yapımı olağaüstü Milcho Manchevski filmi, Yağmurdan Önce...
Savaşın getirdikleri daha doğrusu götürdükleri, ülkemiz için de geçerli olan insan doğasındaki şiddetin boyutları, insanı yemininden anında çıkarabilecek büyük payda olan aşkı ve insanlığı bu kadar güzel perdeye aktarabilen başka film varmı bilmiyorum.
Filmde üç farklı hikaye: Kelimeler-Yüzler-Resimler birbirine bağlantılı şekilde anlatılıyor, öyle güzel kurgulanmış ki ne kadar çabalarsanız çabalayın sıraya koyamıyorsunuz. Zaten filmin düşündürdükleri yanında balyoz yemişe dönen izleyici için kurgu önemini yitiriyor.

Zaman Ölmez...Çember Yuvarlak Değildir...


Silahlı insanlardan kaçan Zamira, sessizlik yemini etmiş olan genç keşiş Kiril, İngiliz fotoğraf editörü Anne ve yılların ardından topraklarına dönen ödüllü Makedon fotoğrafçı Alexander çevresinde dönen hikayeler, insanlığın hikayesi, film kadar şahane müzikleri de cabası.
Sinemada çokça kullanılan yuvaya dönüş hikayesinden farklı olarak, Alexander'ın Makedonya'ya döndüğünde karşılaştığı, kardeşin kardeşi öldürdüğü, herkesin silahlandığı, hoşgörünün tarih olduğu kaos ortamı özellikle yıllarca kan kusturulan Balkan toplumunu da anlatır olmuş.
Sade ve yalın anlatımı, çarpıcı görüntü yönetimiyle, özellikle toplumsal yaralara duyarsız kalmayan, Balkan filmleri sevenler için bulunmaz nimet Before The Rain. Gelinen noktada "Barış bir istisnadır, kural değil" gibi iz bırakan sloganlarıyla da sağlam film olduğu kadar gerçekçi bir film...

Hiç yorum yok: